İzmir Web Tasarım Softi © 2022. Tüm hakları saklıdır.

Kuzular Ölmesin – Buzağı ve Kuzu Ölümleri Bilgi Platformu

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Buzağı
  4. »
  5. ÖLÜ DOĞAN BUZAĞILAR

ÖLÜ DOĞAN BUZAĞILAR

Tahir YAVUZ Tahir YAVUZ - - 7 dk okuma süresi
303 0

Doğduktan sonra bir kısım buzağılarımızı ‘’septisemi’’
sebebiyle, ne yazık ki, kaybediyoruz. Ancak, bu yazının konusu ‘’Ölü Doğum’’.

Bazen buzağı ölü doğuyor. Hatta gözleri bulutlanmış, ölmüş
olarak doğan buzağılar ile karşılaşıyoruz. Buzağının ölü doğmasının sebebi
yavru zarlarının yangısı (Placentitis) veya göbek kordonunun doğum
gerçekleşmeden önce kopmasıdır. Bu sorunların arkasında ne olabilir?

Ölü doğan buzağılara protozoalar, viruslar ve bakteriler yol
açabilir. Annenin ırkı, düve veya inek olması, yavrunun erkek olması, annenin
aşırı yağlı olması, genetik faktörler, yavrunun anormallikleri, doğuma müdahale,
stres, izmineral eksiklikleri, küflü yemler, aşırı nitrat-nitrit, gebelik
süresinin kısa veya uzun olması ölü doğuma sebep olabilir.

Ayrıca tohumlamada kullanılan boğanın da ölü doğum ile ilgili
söz konusudur. Ölü doğan buzağının eğer gözleri bulutlanmış ise, bu durum buzağının
daha doğum başlamadan birkaç saat önce öldüğüne işaret eder.

Yavru zarları ayrılırsa ya da buzağının göbek kordonu erken koparsa
buzağı oksijensiz kalır ve ölür. Şimdi sebepleri tek tek gözden geçirelim;

Viruslar olarak akla ilk gelen BVD-MD ve IBR viruslarıdır.
Bakterileri Listeria monocytogenes, Koksiella, Kampilobacter, Klamidya (Chlamydophilia),

Salmonella, Brucella olarak sıralayabiliriz. Birçok bakteri Abortus (Yavru Atma) sebebi
olarak bilinse de, yukarıda sayılanlar gebeliğin son günlerinde etkili olabilecek
bakterilerdir.

Protozoa olarak Neospora caninum ölü doğan buzağılar
konusunda önemli bir etken olarak bilinmektedir. Ureaplasma diversum
(mikoplazma) da buzağıların doğmadan önce ölmesine sebep olabilir.

Ayrıca çevresel bakterilerin de doğmadan önce ölen buzağılar
konusunda suçlu olduklarını biliyoruz. E. coli, Streptokoklar, Stafilokoklar ve
Trueperella pyogenes en çok bulunan etkenlerdir. Bacillus türleri (B. licheniformis)
başlıca etkenlerden biridir. Bacillus licheniformis ve Trueperella pyogenes’in
(irin yapan bakteri) çoğunlukla BVD-MD virusu ile işbirliği yaptıkları da
izlenmiştir.

Holstein ırkı düveleri güç doğum yapmaya yatkındır. Holstein
ırkı bir düve erkek yavru doğurduğunda ‘’ölü doğum’’ riski oransal olarak
yüksektir. Annenin yağlandırılmış olması, özellikle yağlandırılmış düveler, güç
doğum ve dolayısıyla ölü doğum konusunda risk altındadır.

Yavrunun anormal olması (doğmasal anomaliler) güç doğuma, ölü
buzağıya yol açabilir. İzmineral eksiklikleri, özellikle Selenyum, İyot, Manganez
eksiklikleri ölü doğan buzağı ile ilişkilidir. Bazı yazarlar da bu
izminerallere Bakırı da ekliyorlar.

A ve E vitamini eksikliği de ölü doğum sebepleri arasında yer
alabilir. Buzağıların ölü doğumuna sebep olarak gösterilen en önemli etmen Stres’tir.
Doğum öncesi nakliye, gebelerin kötü şartlarda, konforsuz, pis, ıslak,
kalabalık, sıkışık yerlerde barındırılmaları, kuru dönemdeki sıcaklık stresi
ölü doğan yavrulara neden olur.

Doğuma müdahalenin gereğinden erken veya çok geç yapılması
ölü doğum ile sonuçlanabilir. Buzağının kanalda uzun süre kalması, oksijensiz
kalarak ölmesine yol açabilir. Yavru sularının akması ve buzağının ayak uçlarının
görünmesinden sonra en fazla 70 dakika içinde buzağının dışarıya alınması gerekir.

İneklerin gebelik süresi ortalama 283 gündür. 289 günden fazla
ve 275 günden az gebelik süreleri risklidir.

Kullanılan boğanın da ölü doğan buzağılar konusunda ilgisi olduğu
bilinmektedir.

Suni tohumlamada kullanılan boğaların kataloglarında bu durum
belirtilmiştir. Ancak doğal aşım konusunda bilinmeyen bir özelliktir ve risk
vardır.

Boğa kataloglarında Stillbirth, Almanca kataloglarda
Totgeburten olarak belirtilen ölü doğum oranı, ayrıca güç doğum oranı önem
verilerek bakılması gereken özelliklerdir. SCE (boğa ile ilgili güç doğum oranı),
SSB (baba ile ilgili ölü doğum oranı), DCE (boğanın kızları ile ilgili güç
doğum oranı) gibi kısaltmalar ile kataloglarda yer alan bilgilere dikkat etmek
gerekir.

Koruyucu Hekimlik:

Sürü yönetiminin temel ilkelerine, kuru – temiz, iyi kayıt – iyi
gözlem ilkelerine uymak şarttır. Güç doğum ile ilgili olarak düvelerde ‘’kolay
doğum’’ boğa sperması kullanılmasına, ölü doğum (Stillbirth, Totgeburten) değerlerinin
düşük olmasına dikkat edilmelidir. Kataloglarda SSB (baba ile ilgili ölü doğum)
değerleri %5,5 – %11,4, DSB (boğanın kızlarıyla ilgili ölü doğum) değerleri %3,2-15,8
oranları arasında değişmektedir.

Katalog incelenerek mümkün olan en düşük değerdeki boğalar
suni tohumlamada kullanmak için seçilmelidir. Doğal aşımdan kaçınılmalıdır. Küflü
gıda ve bozuk silajdan uzak durulmalı, kesinlikle verilmemelidir. Düveler yağlandırılmamalıdır.
Aşısı olan her hastalığa karşı mutlaka aşı kullanılmalı, aşılar prospektüslerine
uygun şekilde yapılmalıdır.

İneklerin, özellikle ineklerin konforuna özen
gösterilmelidir. Yaz aylarında sıcaklık stresine karşı önlemler alınmalı, fan ve
duş sistemleri ile strese karşı yem katkıları kullanılmalıdır. Özellikle
serbest ulaşımlı, yemek sodasının (sodyum bikarbonat) her zaman önlerinde bulunması
sağlanmalıdır.

İzminerallerin de serbest ulaşımlı olacak şekilde, kendi
istekleriyle ineklerin alabilecekleri, yalayabilecekleri yerlerde bulundurulmaları
büyük yararlar sağlar. Stresin hormonal dengeyi bozabileceğini, hormon
salınımlarını ve direnç sistemini baskılayacağını hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.

Doğuma yakın günlerde nakliyeden kaçınalım. Ölü doğan buzağıların
oranı artış gösterirse bu durumu önemseyelim ve bazı laboratuvar tahlillerini
yaptıralım. Özellikle BVD-MD (PI= İnatçı enfeksiyon) yönünden sorun olup
olmadığını araştıralım.

Buzağıların ölü doğması buzağı kaybı dışında sorunları da
beraberinde getirir. Boş günlerin sayısı artar. Sütte azalma söz konusu olur.
Ölü doğan buzağılar büyük hayal kırıklığı ve çok büyük ekonomik kayıplarla
işletmeyi sarsar. Görüldüğü gibi bir tek sebebi yoktur. Bakılması gereken çok
konu vardır.

Bütün bunlara rağmen ölü doğan buzağılar konusunda
laboratuvar tahlilleri dahil bazen kesin sebebin ortaya çıkarılamadığı
(idiopathic) durumlar da söz konusudur.

Temel kurallara her zaman uyulmalıdır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir